26 Kasım 2017 Pazar

Spiritus (Ateşten Hançer) / Aynur Başkan


Fantastik kitaplar yolculuğuna başlamışken uzun zamandır okumak istediğim Spiritus (Ateşten Hançer) kitabına başlama fırsatı buldum ve bir günde bitirdim. Öncelikle yazarı tebrik ederek başlamak istiyorum bu yoruma çünkü gerçekten efsanevi bir roman olmuş. Kurgusu, karakterleri, kullandığı dil ve romanın akışıyla temposu hiç düşmeyen bununla beraber bu kadar yüksek tempoya rağmen okuyucuyu da yormayan bir roman çıkmış ortaya. 
Kitabın kurgusu oldukça özgün, karakterler içimizden, bizim dünyamızdan... Sadece bunlar bile Türk bir yazardan fantastik bir kitap okumanın coşkusunu yaşamaya yetiyor. Kitabı bitirdikten saatler sonra bile karakterler, olaylar gözümün önünde canlanmaya devam etti. Kesinlikle etkileyici ve sarsıcı bir romandı diyebilirim. 
Kitap Spiritus denen varlıkların Selim'in hayatında çocukluk dönemi canavarları olarak ortaya çıkmasıyla başlıyor ve bu sırada Neval'le tanışması, annesinin kaybı, İstanbul sokaklarında daha çocuk denecek yaşta yaşadıkları ve şahit oldukları, hayatını baştan sona değiştirecek gerçekleri öğrenmesiyle devam ediyor. Kitabın sonunda öyle şeyler oldu ki, beklentim daha çok arttı. Karakterler şimdi çok daha büyük bir göreve hazırlanıyorlar. Serinin ikinci kitabı olan "Spiritus Ruhlar Dünyası'na" büyük bir heyecanla başlayacağım. Fantastik romanları seviyorsanız Spiritus serisini mutlaka listenize eklemelisiniz. Şimdiden keyifli okumalar. :)

ALINTILAR;
*Ciğerim parçalanırcasına bağırdım, boğazımı yırtarcasına haykırdım, kalbimi söküp alıyormuşçasına yalvardım ama "mırıldanıyordun" dediler.
*Ama bir şey var ki, onu değiştirmeye hiç kimsenin gücü yetmez; cesaret ve yürekli olmak... Bu, sonradan kazanılacak veya zaman içinde değiştirilebilecek bir şey değildir. Bu, kişinin doğasında ya vardır ya da yoktur.
*Bazen ruhumun derin bir kuyuya düştüğünü hissediyorum. Bedenimin ise o kuyunun başında beni izlediğini. 
*Amaçsız insanların ama'sı  olmaz. Onların sadece "ben" faktörü vardır. Sadece kendileri vardır; başkalarının ne yaşadığı, ne çektiği kendileri nezdinde önemsizdir. Hayatlarında "ama" diye bir kelime hiç var olmamıştır. 
*Şüphe insanın içini kemiren ama öldürmeyen tehlikeli bir zehirdir. 
*Sana güvenmek benim tercihim... Bunun bir hata olduğunu kanıtlamak ise senin tercihin...
*Alışamayacağını düşündüğüne alışır, unutamayacağını söylediğini unutur, yaşayamayacağını zannettiğini yaşarsın.
*Şunu sakın unutma; insanın özgürlüğü kendisine yapılanlara karşı gösterdiği tepkilerle şekillenir. Sen izin vermediğin sürece kimse özgürlüğünü elinden alamaz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder