5 Ağustos 2017 Cumartesi

Makul Bir Saatte Yeniden Uyansam/Joshua Ferris


Bir ucunda Tanrı'nın, bir diğerinde ölümün gölgesinin yer aldığı bir ringde kum torbasına dönen bir kahramanın yaşama tutunma hikayesi; Makul Bir Saatte Yeniden Uyansam ve kahramanımız bir diş hekimi olan Dr. Paul O'Rourke.
Kuşku, kaybolmuşluk, yabancılık ve yalnızlık hisleri içinde debelenip duran bir adam. Karşılaştığı insanlara karşı çokta normal olmayan tavırlar sergileyen ve sırf ait olma duygusunu tatmak için onlara bağlanan, sadece bağlanmakla kalmayıp dinlerine, geleneklerine ve sürdürdükleri yaşamları körü körüne benimseyen, onlara aşık olan bir adam. Kim olduğunu bilmeyen, Tanrı'ya inanmayan fakat Tanrı'nın yarattıklarına saplantılı bir şekilde tutulan bir adamın hikayesi. Kahramanımızın macerası kimliğinin ele geçirilmesiyle başlayıp, İsrail'e yaptığı yolculukla devam edip, kendini bulmasıyla sonlanıyor. Oysa bana göre hikayenin sonunda bile hala kayıptı. Acıklı bir hikaye bana göre. Çünkü bir insanın benliğini yitirmesi ve hayata adapte olamaması acı verebilir. Ayrıca bu kitabı okuduktan sonra internette kimlik hırsızlığının ne kadar kolay olabildiğini ve başınıza bir iş gelmeden çokta bir önlem alamayacağınızı görüyorsunuz. Herhangi bir kısa sürede sizin yerinizi alabilir demek oluyor bu da! İnternet'in bir korkunç gerçeği daha! Ve kahramanımız gibi internetten uzak duran, hiç bir sosyal hesabı olmayan biriyseniz ve kimliğiniz çalındıysa çok daha korkunç olabiliyor.
2014 Dylan Thomas Ödülünü alan bu roman hayatı sorgulamanıza neden olacak ufak fakat rahatsız edici unsurlarla dolu. Sosyal medyadan tutun da, kişiler listenize kadar kafa tutuyor. Çevirisi gayet başarılı, kolayca okunan bir roman. Fakat romanı beklediğim kadar etkileyici bulmadım. Yine de okunması gereken romanlardan biri diyebilirim. 

-ALINTILAR-
-"Tuhaf yerdir ağız. Ne içeride ne de dışarıda, deri desem değil, organ desem değil, ikisinin arasında; karanlıktır, ıslaktır ve çoğu kimsenin kafa yormak istemediği bir iç dünyaya açılır, kanserin başladığı, kalbin kırıldığı, ve ruhun bulunmayabileceği bir iç dünyaya..."
-"Ben bir dişçiydim bir internet sitesi değil. Bir adamdım, profil değil. Satın aldıklarımı ve tercihlerimi, reçeteli ilaçlarımı ve öngörülebilir davranışlarımı özetleyerek hayatımı kontrol altına almak istiyorlardı. İnsana göre bir hayat değildi bu. Kafesteki bir hayvanın hayatıydı.
-"Her gerçek bağlılık katlanılması gereken bir hastalıktır."
-"Çocuklarımı eksik yönlerini, yetersizliklerini, ortalama karakterlerini, kusurlarını ve suça eğilimlerini göremeyecek kadar sevmek istemiyordum. Ama bunu yapabilirim, diye düşünüyordum, bir çocuğu bu kadar çok sevebilirim. Bir çocuk gerçekten her şey demek olabilirdi ve bu beni ürkütüyordu. Çünkü bir çocuk her şeyiniz oldu mu bütün görüş gücünüzü yitirip yalnızca müsabakaya katıldığı için aldığı madalyaları gururla sergilemeye koyulabilir, gözünüzün önünden her ayrılışında hayatı için endişe etmeye başlayabilirdiniz. Sürekli korku içinde yaşamak istemiyordum."
-"Eğer kopmuş, yerinden edilmiş hissediyorsan sana buna gerek olmadığını söylemek için buradayım. İnsanlar hayatın boyunca neler demiş olursa olsun, nedeni 'zor biri' ya da 'dengesiz' olman değil. 'Zorluğunu' yerinden edilmişliğinle açıklamak mümkün. Yerinden edilmişliğin ne kadar yoğunsa, o kadar zor birine dönüşürsün."
-"Cehaletten susmak affedilebilir bir şeydir; farkındalıktan sonra susmak ise affedilemez bir şey."
-"Kuşku insanın Tanrı'ya ulaşmasının en bilgece yöntemidir."
-"Herkesten farklı değilsin. Ölümlüsün ve bu çirkin bir şey. Olay şu; sen küçüksün, oysa düzlükler geniş, gökyüzü geniş ve yiyecekler çok uzakta. Bu dünyaya hoş geldin, bu dünya hep vardı. Hep buradaydı. Yalnızca şoförün, kapı görevlin ve sipariş ettiğin  yemeği getiren Asyalı eleman yüzünden sen onu göremedin."


KEYİFLİ OKUMALAR :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder