Daha ufacık bir kız çocuğuyken, cadı onu ne kapısı ne de
merdiveni olan bir uzay uydusuna hapsetti. Gelecekte bile, Kuleye Hapsedilen
Genç Kızlar Var...
Cress, Cinder'ı Kraliçe Levana'nın hain planlarından
haberdar etmek için her şeyi göze almıştı. Ancak ufak bir sorunu vardı.
Çocukluğundan beri, hapsedildiği bir uyduda yaşıyordu ve ona eşlik eden tek şey
internet bağlantılı ekranlardı. Elinde yalnızca bu ekranlar olunca, Cress'in de
efsanevi bir hackera dönüşmesi kaçınılmazdı.
Bütün Dünya; Cinder, Kaptan Thorne, Scarlet ve Wolf'un
peşindeydi. Onlar ise Levana'nın planlarını altüst etmek için Cress'i esir
tutulduğu uydudan kurtarmaya ant içmişti. Ancak bir şeyler ters gitti ve ekip
üyeleri uzayın ortasında birbirlerini kaybetti. Kraliçe Levana ise hiçbir şeyin
İmparator Kai ile düğününü engellemesine izin vermemeye, dolayısıyla Cinder'ın
peşini bırakmamaya kararlıydı.
Cress, Scarlet ve Cinder, Dünya'yı kurtarmaya gönüllü
olmamıştı. Yine de Dünya'nın tek umudu Cress, Scarlet ve Cinder'dı.
Serinin üçüncü kitabı olan Cress yine heyecan verici olaylarla doluydu. Fakat ben Cress'e çokta ısınamadım diyebilirim. Kararsızlıkları ve hayalperestliği çok bunalttı beni okurken. Yine de heyecan verici bir kitaptı ve sonunda heyecan seviyesi biraz duruldu. Seri kitapları tüm seri yayınlandıktan sonra okumayı bu nedenle çok seviyorum, beklemek zorunda kalmıyorum böylelikle. Şimdi sıra dördüncü kitap olan Winter'da... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder